Kolesterol
Bir check up için veya herhangi bir sağlık sorunundan dolayı doktora gittiniz, ön görüşmeden sonra kan tahliline yönlendirildiniz. Tahlil sonuçlarını aldınız ve tekrar doktorunuza sonuçlarla beraber gittiniz. Doktorunuz size kolesterolünüzün yüksek olduğunu söyledi ve hemen kolesterol düzeyinin kontrol altına alınması gerektiğini ve bu yüzden de size uygun gördüğü (veya hangi ilaç firmasına kendini daha yakın hissediyorsa o firmanın empoze ettiği, veya diğer eczanelerde pek kolay bulunmayan ama eczacı olan eşine açmış olduğu ticarethanede bol miktarda stoğu bulunan markayı) çarçabuk reçete etti. Eğer biraz iyi niyetli bir hekimse size beslenmeniz ve yaşam tarzınızla ilgili bir kaç tavsiyede bulundu. Sonra da ekledi, bir ay kadar bu ilaçları alın sonra tekrar görüşelim, bir daha bakalım kan tahlilinize dedi. Siz de akıllı uslu bir hasta olarak inandınız, güvendiniz. Kiminiz ilaçlarınızı aldınız ve yediğinize içtiğinize dikkat ettiniz. Kiminiz ilaçlarınızı alırken doktorunuzun önerdiği beslenme tarzını uygulamak yerine eski beslenme alışkanlıklarınızı devam ettirdiniz. Bir ay sonra tekrar kan tahlili için doktorunuza gittiğinizde muhtemelen karaciğer değerlerinizin (ALT, AST) bozulduğunu gördünüz, eğer bu sefer bozulmadıysa acele etmeyin bir müddet sonra bozulacaktır. Eğer değerlerdeki bozulma çok fazla ise iyi kalpli doktorunuz size başka bir dost ilaç firmasının ürününü reçete edebilir bu kez. Değerler az (neye göre az?) bozuksa ilaca devam. Bir de göz dağı veren iyi kalpli hekimlere de rastlayabilirsiniz, şöyle diyebilirler size, "nasıl kireç su borularını daraltıyor ve hatta bazen tıkıyorsa, yüksek kolesterol de damarlarınızın böyle daralmasına ve tıkanmasına neden olabilir. Hiç de belirti vermeden olur bu. Sonunda da, hani derler ya aslan gibi delikanlıydı, sapasağlamdı, aniden öldü gitti hikayesini anlatırlar arkanızdan." Bunları duyup da bu ilaçlarla yaşamaktan başka bir şansınız var mı? Pek çok diğer hastalıkta olduğu gibi, siz de ilaç endüstrisinin oltasına takıldınız. Yine pek çok diğer hastalıkta olduğu gibi, meselenin temeline inmek yerine, belirtilerini kaldırmaya yönelik bir tedaviye (?) tutsak oldunuz. Zira, yüksek kolesterol bir hastalık mıdır yoksa başka bir sorunun göstergesi midir? Bu nedense pek irdelenmemektedir. Eğer biraz entellektüel ve sorgulayan bir kişiliğe sahipseniz, hastalığınız (!?) ve kullandığınız ilaç ile ilgili bir google araştırması yaparsınız, ya da ikinci bir hekim görüşü alabilirsiniz. Ancak, genelde sonuç pek değişmez ve ilaca devam edilir. Aslında yeterince derin araştırma yapıldığında bu pek çoğu statin grubundan olan ilaçların ne kadar çok yan etkisi olduğu ve vücudumuzda ne kadar hasara neden olduğu görülebilir. Bazıları ise çok geniş ve rahat bir hayat felsefesine sahip olduğundan ve yüksek kolesterol gündelik hayatımızda pek bir belirti, rahatsızlık vermediğinden, ilaç almaktan başlarda vazgeçebilirler. Bu arada TV ve gazetelerde, kolesterol ve kolesterol ilaçları ile ilgili kafa karıştırıcı konuşma ve tartışmalara da tanık olursunuz. Bir görüş der ki kolesterol sizin için aslında iyidir, sizi zararlı diye kandırıyorlar. Diğer görüş ise, kolesterol çok tehlikeli ve hatta ölümcüldür. İyiden iyiye kafanız karışınca, kiminiz ilaç almaktan vazgeçer, kiminiz ise uslu bir ilaç tüketicisi olmaya devam eder. Ardından, bazı doktorlar, bu basın yayın organlarında yer alan, özellikle son dönemde Sayın Prof. Dr. Canan Karatay Efendigil ve karşıt görüş savunucuları arasında geçen tartışmalar sonucunda statin grubu ve benzeri ilaç kullanımını bırakanları geri kazanabilmek için çabalarlar. Yine korku salmak için, bu tartışmalar sonucunda ilaç almaktan vazgeçen hastaların başlarına gelen ürkütücü hikayeleri yaymaya başlarlar. Ne acıdır ki kan tahlillerinde kolesterolü yüksek görülen kişiler arada bocalar dururlar, zaten hayatımızda pek çok dert varken bir de bu ilaçları alalım mı, yoksa bırakalım mı derdiyle baş başa kalınmıştır. Evet, aslında Karatay Hoca doğru der, bu kolesterol vücut için gerçekten de faydalı galiba ama ya bu ilaçları almadığım için damarlarım tıkanırsa ne olacak. Nasıl bir ikilemdir bu? Bahsedilen diyetler de çelişkilerle dolu. Sebze, meyve, ot ağırlıklı beslenme öneriliyor ama o zaman otla beslenen ineklerde neden kolesterol var? Yahu şu lezzeti güzel olan her şey mi zararlı? Gibi pek çok soru... Şimdi biraz düşünelim. Bu kolesterol dedikleri nedir, neden yükseliyor, neden herkeste yüksek çıkmıyor da bazılarımızda yüksek seyrediyor. Söylendiği gibi genetik faktörlerin etkisi var mı gerçekten. Ebeveynlerinde yüksek kolesterol sorunu olan bireylerde gerçekten de daha sık görülüyor, evet, ama bu genetik mi yoksa anne babalardan öğrenilmiş yanlış beslenme alışkanlıklarının sürdürülmesinin bir sonucu mu? Uzun lafın kısası, aslında kolesterol bizim için son derece faydalı. Nedeni burada kısaca açıklanacak, takip edecek yazılarımızda da daha net ve detaylı olarak yer alacak. Kolesterol faydalıdır çünkü, insan vücudunun % 70'i sudan oluşmaktadır, aynı dünyamız gibi. Ve vücut sıvılarının çok hassas ideal olan bir pH dengesi yani asit baz dengesi vardır ve bu denge asit yönünde bozulduğunda yani asidikleştiğinde doğal olarak damarlarımızdaki kan da asidikleşmekte, artan asit oranı karşısında damarlar beynimize bana yardım gönder, asit damarları tahrip ediyor, böyle giderse çatlama, hatta parçalanma ihtimalim var diyor. Bu yardım talebi de yine vücudun kendi imkanlarıyla ürettiği kolesterol şeklinde karşılık buluyor. Yani kolesterol yardıma koşup damarlarımızı yüksek asitten korumak üzere, öncelikle de damarların hasar gören bölgelerini kaplayarak plaklar oluşturuyor. Modern tıbbın dahi çocukları da tahlilde yüksek çıkan kolesterolü statinler ve diğer etken madde içeren ilaçlarla dizginlemekten başka bir şey yapmıyorlar nedense. Teşbihde hata olmaz deyip, ateşi yüksek olan hastaya sadece ateş düşürücü ilaç verip, bu ateşin çıkma sebeplerini göz ardı etmek gibi. Bu ilaçların yan etkileri ise detayları ile başka bir yazımızda yer alacak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder